Küçük bir çocukken tüm sporlara büyük bir ilgi duyuyordum. Futbol, hokey, tenis oynuyor, yüzüyor, dans ediyor ve daha birçok sporla ilgileniyordum. Liseden mezun olduktan sonra hayatımda net bir hedefim yoktu. Bu yüzden annem beni Bratislava Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Fakültesi’ne kaydettirdi. Kuvvet ve kondisyon antrenörlüğü okumaya başladığım anda hedefim belli oldu: Futbol takımında profesyonel bir fitness antrenörü olmak. Çünkü futbola adeta takıntılıydım.
Orada U19 takımından sorumlu bir meslektaşımla birlikte çalışıyordum. Daha sonra ikinci bir takım da kuruldu. Benim sorumluluk alanım U16 ve U17 takımlarıydı. Maçlara gitmiyordum; sadece hafta içi her iki grupla kuvvet ve kondisyon çalışmaları yapıyordum.
Genç oyuncularda geliştirilecek en önemli fiziksel özellik kuvvettir. Ancak bireyselleştirme de en az kuvvet kadar önemlidir. Her oyuncunun farklı bir yapısı ve gelişim hızı vardır.
Bence bu, ekip çalışmasında en temel faktörlerden biridir: Antrenörler arasındaki iş birliği. Çünkü çoğu zaman bu unsurları birbirinden ayırmaya gerek kalmaz; fiziksel, teknik ve taktik gelişim birbiriyle iç içe ilerler.
Bir numaralı araç GPS sistemidir. Şu anda WIMU sistemini kullanıyoruz ve gerçekten çok başarılı sonuçlar veriyor.
Bu tamamen oyuncunun karakterine bağlı. Bazıları kendini aşırı zorlar, bazıları ise yeterince efor göstermez. Her iki uç da gelişimi olumsuz etkiler.
Oyuncularımızı genel beslenme prensipleri konusunda sürekli eğitmeye çalışıyoruz ve elimizden geldiğince bu konuda rehberlik ediyoruz. Ancak zihinsel hazırlık bizim için çok daha temel bir konudur. Neredeyse her antrenmanda oyuncuların mental dayanıklılığını geliştirecek küçük alanlar yaratıyoruz.
Tek bir örnek vermem zor, ancak bazı yetenekleri çok iyi hatırlıyorum. Onların hâlâ 1. ya da 2. Slovak liginde oynamaya devam ettiğini, hatta bazılarının kulüplerinde ya da milli takımlarında önemli roller üstlendiğini görmek beni gerçekten mutlu ediyor. Çünkü hayallerinden vazgeçmemişler. Öte yandan, akademide çok yetenekli olup birkaç yıl sonra futbolu bırakan oyuncular da oldu. Bu her yerde yaşanır ama neyse ki sayıları az. Ayrıca çok yetenekli olmayan ama çok çalışan ve iyi bir seviyeye gelen oyuncular için de en az o kadar mutlu oluyorum.
En önemli şey, onların doğru kararlar vermelerine rehberlik etmektir. Çünkü çevrelerinden {menajerler, ebeveynler, antrenörler} çok fazla baskı gelir. Özellikle “büyük futbola geçmek için doğru zaman” konusunda bazen sizin görüşünüz, ailesinin görüşünden daha etkili olabilir. Bu bazen futbolla ilgili, bazen futbolla ilgisiz bir konuda da olabilir.
Şu anda kadın futbolunda çalışmaktan son derece memnunum. Bu yolculuk böyle devam ederse, bundan daha mutlu olamam.