Nađa Stanović ile Özel Röportaj: “Asla Vazgeçmeyenler İçin Hayaller Gerçek Oluyor” Kadın futbolu Avrupa’da yükselmeye devam ediyor ve Nađa Stanović ilham kaynağı olarak öne çıkan bir isim. Karadağ’daki ilk günlerinden Çek şampiyonu Slavia Praha’da önemli bir oyuncu olmasına kadar, Nađa yolculuğunu, felsefesini ve gelecek hayallerini paylaşıyor.
Hikayemin başladığı yer Karadağ. Futbola ilk aşık olduğum yerdi, küçük bir kasabada sadece birkaç kulüp vardı ve o zamanlar kadın ligi yoktu. 13 yaşındayken Polonya’ya taşındım, bu benim için sadece futbolda değil, hayatta da büyük bir sıçramaydı. Polonya bana yapı, fırsatlar ve oyunumu şekillendiren rekabetçi bir ortam sağladı. Bu iki mirası dengelemek beni hem dirençli hem de uyumlu kıldı ve çok yönlü oyun tarzıma yansıdı.
Önemli bir an, Kadınlar Şampiyonlar Ligi Play-Off’larında Ferencváros’la oynadığım maçtı. O maçta her şeyin yerli yerine oturduğunu hissettim. Hazırlığım, zihniyetim, performansım. Bu oyun birden fazla teklife kapı açtı ama Slavia Praha’yı seçmek kariyerimde ilerlemek için doğru adım gibi geldi.
Milli takımım için oynamak, büyüsünü asla yitirmeyen bir onur. 2018’deki ilk maçımdan bu yana oyuncu olarak geliştim ama duygularım aynı kaldı; her maç ilk maçımmış gibi geliyor. Baskı hissetmiyorum; bunun yerine saf bir motivasyon var. En büyük hayalim, Karadağ’ın Avrupa veya Dünya Şampiyonası’na katılmasına yardımcı olmak ve bunun için her şeyi yapacağım.
Her ligin kendine özgü bir karakteri var. Polonya’da taktiksel disiplin ve yapı üzerinde duruluyordu, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nde ise oyun daha hızlı ve daha fiziksel oynanıyordu. Bu tarzlara uyum sağlamak beni daha eksiksiz bir oyuncu yaptı; her zaman takımın yararı için yaklaşımımı ayarlamaya hazırdım.
Ferencváros ile Şampiyonayı kazanmak unutulmazdı. Çok zorlu bir ligdi ve şampiyonluğu elde etmek için son maça kadar mücadele ettik. Sadece zafer değil, yolculuk, takım çalışması ve gösterdiğimiz direnç de önemliydi.
Doğal pozisyonum sol kanat, kendimi en rahat hissettiğim ve yaratıcılığımı en iyi ifade edebildiğim yer. Ama futbol bir takım oyunu ve bazen takımın ihtiyaçları esneklik gerektiriyor. Her role, daha büyük iyiliğe katkıda bulunma zihniyetiyle yaklaşıyorum. Her şey hazırlık ve takımı ön planda tutmakla ilgili.
Futbolu bir takım çalışması olarak görüyorum. Gol atacak durumdaysam atarım, ama takım arkadaşımın daha iyi şansı varsa ona yardım ederim. Benim için en büyük tatmin, takımın benim golümle ya da pasımla başarılı olduğunu görmektir.
Yüksek bahisli maçlar beni en iyi halime getiriyor. Baskı altında gelişiyorum çünkü bu, odaklanmamı ve kararlılığımı keskinleştiriyor. Kendime, antrenmanıma güvenmemi, sakin kalmamı ve takım için elimden gelenin en iyisini yapmamı hatırlatıyorum.
Kadın futbolu hızla büyüyor ve bir sonraki adım, genç oyuncuların gelişimine ve profesyonelliğe eşit yatırım yapılmasını sağlamak. Genç oyuncular için yollar yaratarak ve görünürlüğü artırarak, bu büyümeyi sürdürebilir ve milyonlarca insana hayallerinin peşinden gitmeleri için ilham verebiliriz.
Baskı oyunun bir parçası, ama ben bunu kendimi kanıtlamak için bir fırsat olarak görüyorum. Bu enerjiyi motivasyona dönüştürmeyi, kontrol edebildiğim şeylere odaklanmayı öğrendim: Çabama, hazırlığıma ve performansıma.
Saha dışında zihinsel ve fiziksel sağlığıma öncelik veriyorum. Bir psikologla çalışıyorum, meditasyon yapıyorum ve günlük tutuyorum. Yazmak, düşünmeme ve hedeflerime odaklanmama yardımcı oluyor. İyi hissetmek, antrenman kadar önemli, bu yüzden ciddiye alıyorum.
Slavia ile hedefim ligi ve kupayı kazanmak ve Şampiyonlar Ligi’nde güçlü bir performans sergilemek. Karadağ için, takımın Uluslar Ligi’nde büyük sonuçlar elde etmesine ve sonunda büyük bir turnuvaya katılmaya hak kazanmasına yardımcı olmayı hayal ediyorum.
Çok çalışın, adanmış kalın ve asla pes etmeyin. Azim edenler için hayaller gerçek olur. Doğru akıl hocasına sahip olmak da çok önemli ve bana olan inancı her şeyi değiştiren menajerim Darko Marić’e minnettarım. Futbol zorlu bir spor ama aynı zamanda tamamen kendinizi adadığınızda en tatmin edici yolculuk.