1996 yılında Kayseri’de doğdum. Çocukluğum ve gençliğim Konya’da geçti. Üniversiteyi kazanınca 2014 yılında İstanbul’a taşındım. Yeditepe Üniversitesi hukuk fakültesinden 2019 yılında mezun oldum ve akabinde yasal stajımı tamamlayarak Avukatlık mesleğini icra etmeye başladım. Aynı senelerde (pandemi dönemi) Kadir Has Üniversitesinde spor hukuku üzerine yüksek lisansımı da tamamladım.
2021 senesinde çocukluk aşkım Galatasaray’ın kadın futbol takımı kurduğunu öğrendim. O dönemler avukatlık mesleğinde spor hukuku üzerine çalışmakla birlikte beni tatmin etmiyordu. Zira sahanın dışında değil içinde olmayı tercih ediyordum. Ali Sami Yen Spor Kompleksinde Fenerbahçe’ye karşı oynanan maçta tribündeydim. Bu alanın gelişime çok açık olduğunu fark ettim ve hemen başvurdum. Daha önceden zaten Avrupa ve Amerika kadın futbol liglerini takip ettiğimden çok yabancı olduğum bir alan değildi. Birkaç mülakattan sonra ise kabul edildim ve stajyer olarak kulüpte çalışmaya başladım. Daha sonrasında adım adım kendimi geliştirerek 3 senede hayalini kurduğum kulüpte İdari Menajer olmak nasip oldu.
Öncelikle dünyayı yeniden keşfetmeye gerek olmadığını düşünüyorum. İvedi şekilde ligimizin mutlaka profesyonel olması gerekiyor.
Ayrıca ligin 12 takımlı olması gerektiğini ve mümkün olduğunca erkek süper lig kulüplerinin mutlaka kadın futbol şubesi açması gerektiğini düşünüyorum.
Tesisleşme ile birlikte maçların UEFA standartlarına uygun sahalarda oynatılması gerektiğini düşünüyorum. Bu sayede yayın hakları ve sponsorluk anlaşmaları artacak dolayısıyla kulüplerin gelirleri artacaktır.
Son olarak altyapılara önem verilmeli. İvedi şekilde alt yaş grupları turnuva şeklinde değil tüm sezon süren lig şeklinde maç yapmaları gerekir.
Daha çok konu var ama yukarıda açıkladığım gibi kadın futbolunu ülkemizde geliştirmek istiyorsak ilk olarak profesyonellik, tesisleşme, altyapılar ve lig kalitesinin gelişmesini sayabilirim.
Avrupa ve dünyada kadın futbol dünyasının ciddi şekilde büyümesinin sebebi insanların bu alanı ekonomik bir gelir kapısı olarak görmeleridir. Zira gelişime çok açık olduğunu gören iş insanları bu alana yatırım yaptıklarında karşılığını ciddi şekilde ve hemen alabilmektedirler. Örneğin Olympique Lyonnais takımının sahibi Michele Kang, daha sonra İngiltere ikinci liginden London City Lionesses, Amerika Süper Liginden Washington Spirit ve son olarak İspaya’dan Levante’yi satın aldı. Hem kendi ekonomisini büyüttü hem de satın aldığı kulüplerin… Bizde ise durum maalesef tam tersi. Bu alanı ekonomik gelir olarak görmekten ziyade halen “kız çocukları futbol mu oynar” sığ tartışmasından maalesef çıkamıyoruz. Ya da sosyal medyada Avrupa’daki seyirci rekorlarını, yayın kalitelerini, stadyum kullanım imkanlarını nasıl Türkiye’de yapabiliriz tartışması yapmak varken, kadın bir futbolcunun vücudunu ya da hatalı yaptığı bir hareketi konuşuyoruz. Maalesef ki Avrupa ve Amerika ile olan makasın gittikçe açıldığını ve bunu kapatmanın artık daha da zor olduğunu düşünüyorum.
Kısa vadedeki hedefimiz tabi ki tekrar şampiyon olup ülkemizi Avrupa arenasında tekrar temsil edebilmek. Uzun vadeli hedefimiz ise tabi ki biraz daha farklı. Öncelikle altyapılarımıza büyük önem veriyoruz. Her sene 1 yaş gurubu daha açıyoruz ve hali hazırda U17, U15 ve U13 takımlarımız var. Hedefimiz bunu U9’a kadar düşürmek. Ayrıca yeni taşınacağımız Kemerburgaz tesisinde kadın futbol takımımıza ait yerlerin olmasını planlıyoruz. Bu sayede sadece kadın futbolcularımızın ve ekibimizin kullanabileceği antrenman sahaları ve tesisleri olacak. Ayrıca şubemize ait gelirleri Avrupa’da rekabet edebilecek düzeye getirmeyi hedefliyoruz.
İlklerin ve enlerin takımı olarak tabi ki bir ilki başardığımız için ve Avrupa’nın en iyi 16 takımından birine adımızı yazdırdığımız için çok mutluyuz. Tabi ki kolay olmadı. İlk turda Lüksemburg ve Kazakistan şampiyonlarını eledik. Daha sonra Slavia Prag takımı ile karşılaştık. Daha önce gruplarda mücadele etmiş çok değerli bir rakipti. Herkes son damlasına kadar mücadele etti ve iki maçın ardından turu geçen biz olduk ve bir ilki başardık.
Kura çekimi ise bambaşka bir serüvendi. Kadın futbolunun devleri ile aynı arenadasınız ve heyecanı birlikte soluyorsunuz. Kura çekimini daha sonra rakibimizde olacak olan Wolfsburg takımının efsanevi oyuncusu Fatmire Alushi çekti ve Galatasaray ismini okuduktan sonra beni sorması ve Türkçe şekilde “hoş geldin” demesi çok ses getirdi. Kura çekimi sonrası üst düzey kulüp yöneticileri yanıma geldi ve Galatasaray’ın bu arenada olmasından dolayı duydukları heyecanı dile getirdiler. Hem onlarla tanışmak hem de kadın futbol takımımız hakkında konuşmak inanılmaz bir deneyimdi benim için.
Dış transferler konusunda takımımıza kaliteli yabancılar getirmek istiyoruz. Örneğin Andrea Staskova daha önce Atletico Madrid, Juventus, Milan gibi Avrupa’nın değerli kulüplerinde oynamış bir isim ve bu sezon bize geldi. Catalina Usme ise Kolombiya Milli takımı kaptanı ve Kolombiya liginde gol kraliçesi olmuş efsanevi bir isim. Diallo, GOAL dergisinde yetenek vaad eden ilk 25 oyuncu arasında. Diğer yabancı futbolcularımızda keza aynı şekilde ya isim yapmış ya da gelecek vaad eden isimler. Dolayısıyla ileride de mevcut kadromuzu koruyarak daha da iyi ve kaliteli yabancı futbolcular getirmeyi planlıyoruz. Tabi tekrar belirtmem gerekirse amatör statüde bu futbolcuları bu lige getirmek konusunda iknada çok zorlanıyoruz. Profesyonellik olduğu taktirde daha da hızlı ve daha da kaliteli yabancı futbolcular getireceğimize inanıyoruz. Bu sayede Türk futbolcularımızın kalitesi de yükselecektir çünkü antrenman kalitesi artacaktır.
Geçen sezon başarılı bir süreç geçirdik. Bunun kadın futboluna emek vermiş insanlar tarafından görünmesi ve değer görmesi çok mutlu etti bizi. Umarım devamı gelir.
Kulüp olarak yerimizin Avrupa arenası olduğuna inanıyorum. Tekrar bu heyecanları yaşamak istiyorum. Şimdi kadın futboluna Şampiyonlar Ligi haricinde ikinci kupa olan UEFA Kadınlar Avrupa Ligi de eklendi. Bizim gibi gelişme gösteren kulüplerin ilk aşamada bu arenada mücadele etmesi daha iyi olacak. Avrupa’da rekabetçi olan bir takımın yöneticisi olmak istiyorum. Uzun vadede ise Avrupa Kupası getirmek neden olmasın.