INDEX

--Maria Rita Guarino Röportajı--, Özgür Kayaoğlu

VİZYON VE LİDERLİK


İlk olarak bizi kulüpler ve taraftarlar anlamında İtalyan Futbolunun felsefi, kültürel, tarihsel, teknik ve taktiksel anlamda bir zaman yolculuğuna çıkarır mısın?

İtalyan futbolu, ülkemizin kültür ve tarihine derinden kök salmıştır. Her zaman bir spordan fazlası olmuştur: bir kollektif kimlik biçimi, bir toplumsal olgu, bir yaşam tarzı. Taktiksel olarak, uzun zamandır savunma ve organizasyon ustaları olarak tanınırız. Ama son yıllarda, dış etkiler ve modernize edilmiş metotlar sayesinde, daha dinamik, atak ve yaratıcı bir oyun tarzına doğru bir kayma gördük, hatta kadın oyununda bile.


Juventus Kadın Takımı'nın kuruluşunda yer almak, sıfırdan bir yapı inşa etmek nasıl bir deneyimdi? Bu süreçte karşılaştığınız en büyük zorluklar ve elde ettiğiniz en büyük kazanımlar nelerdi?

Juventus Kadın takımının bir parçası olmak büyük bir ayrıcalıktı. Her şeyi sıfırdan inşa etmek zorundaydık.: Kültür, yapı, yöntemler, güvenilirlik. Zorluklar vardı ama kulübün desteği ve herkesin profesyonelliği fark yarattı. En büyük başarımız? Taraftarların bir kadın takımına âşık olmasını sağlamak ve elit kadın futbolunun İtalya’da da gelişebileceğini kanıtlamak.


Kadın futbolunun profesyonelleşme sürecinde, teknik direktör olarak nasıl bir rol üstlendiniz? Bu dönüşümde en çok hangi stratejileriniz etkili oldu?

Anahtar, tutarlılık ve devamlılıktı. Etrafımdaki çok az insan bunun mümkün olduğunu düşünürken bile, sporumuzun eninde sonunda hak ettiği ilgiyi göreceğine hep inandım. Sporculara, profesyonel olarak resmen tanınmadan önce bile profesyonel gibi davranıyordum; yüksek seviyede antrenman, zihinsel hazırlık ve detaylara dikkat üzerinde yoğunlaşıyordum. Kazanan stratejilerden biri, takımın önemini hiç gözden kaçırmadan, sağlıklı rekabeti teşvik eden bir ortam yaratmaktı. Hep kolektif sorumluluk duygusu aşılamaya çalıştım: Bir kadın takımı sadece renklerini savunmak için oynamaz, bir hareketi temsil eder.


Juventus'ta elde ettiğiniz başarılar, kadın futbolunun İtalya'daki algısını nasıl değiştirdi? Bu başarıların, diğer kulüplerin kadın futboluna yatırım yapmasında nasıl bir etkisi oldu?

Juventus’taki başarı kadın futboluna ışık tuttu. Diğer kulüpler kadın futboluna yatırım yapmanın sadece etik bir seçim değil, aynı zamanda stratejik bir seçim olduğunu fark etti. Bu domino etkisi Serie A’nın daha dengeli, rekabetçi ve ilgi çekici bir lig olmasını sağladı.

OYUN FELSEFESİ VE TEKNİK DİREKTÖRLÜK


Takımlarınızda ofansif ve enerjik bir oyun tarzını benimsiyorsunuz. Bu felsefeyi oluştururken hangi prensiplere dayanıyorsunuz ve oyuncularınıza bu yaklaşımı nasıl aşılıyorsunuz?

Takımlarım oyun kurmayı, tempoyu kontrol etmeyi ve futbol önermeyi bilmelidir. Bu sadece hücum etmek demek değildir; net bir kimliğe sahip olmak demektir. Deneyimimi, bilgimi ve kazanma zihniyetimi aktarmayı hedefliyorum. Oyuncularımı, hem top üzerinde hem de top dışında sorumluluk almaya, cesur ve proaktif olmaya, sahanın merkezinde olmaya teşvik ediyorum.


2017 yılında yazdığınız “Kadın Futbolunda Antrenman. Teknik, Taktik, Fiziksel Yönler ve Tahminler” kitabının ilham kaynağı neydi ve bu kitap sizce hedeflerine ulaştı mı?

Bu kitap, bilgiyi sistemleştirme ve kadın futbolu üzerine teknik bir tartışma başlatma arzusundan doğdu. Özellikle pratik araçlara ve referanslara ihtiyaç duyulan gençlik seviyesinde, olumlu bir etki yarattığına inanıyorum. Futbol 2017’den beri önemli ölçüde değişti, ama temel teorik ve pratik kavramlar hâlâ geçerli.


Sen hem eski bir profesyonel futbolcu olarak, hem de İtalya'nın yetiştirmiş olduğu çok önemli bir kadın teknik direktör olarak Milli Takımlara olan bakış açını ve milli takımların felsefesini biraz konuşur musun?

Milli Takım kolektif bir vizyonun özünü temsil eder. Son yıllarda, kulüplerin de mükemmel çalışmaları sayesinde, İtalya’nın kadın takımı, topa sahip olma, inisiyatif, taktiksel organizasyon ve futbol zekâsına dayalı bir felsefeyle giderek daha tanınır hale geldi.


Spor psikolojisi alanındaki eğitiminiz, teknik direktörlük yaklaşımınızı nasıl şekillendirdi? Oyuncularınızın mental dayanıklılığını artırmak için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?

Bana göre, üst düzey spor %70 zihinseldir. Ben her zaman oyuncularımın duygusal dengelerini, baskı yönetimini ve kazanma zihniyetini geliştirmeye çalıştım. Açık diyalog ve aktif dinlemeyi teşvik eden bir ortam yaratmak her gün yapmaya çalıştığım bir şey. Eğitim, öğrenme, keşfetme ve sahada performansa dönüşebilecek davranışları geliştirme için güvenli bir alan haline gelir.


Farklı yeteneklere sahip oyuncularla çalışırken, taktiksel esnekliği nasıl sağlıyorsunuz? Oyuncularınızın bireysel özelliklerini takımın genel stratejisine nasıl entegre ediyorsunuz?

İyi bir koçun katı bir sistem dayatmak yerine, eldeki kaynaklara dayalı kolektif bir kimlik inşa etmeye yardım ettiğine inanıyorum. Uyum ve günlük çalışma benim düsturumdur. Her sporcunun, doğru rol ve ifade ortamına yerleştirildiğinde, gruba sunabileceği bir şeyler vardır.

KİŞİSEL YOLCULUK VE İLHAM


1991'deki Dünya Kupası'nda attığınız gol, kariyerinizde bir dönüm noktası oldu. Bu anı, bugünkü vizyonunuzla nasıl değerlendiriyorsunuz?

O gol bir kıvılcımdı; hem çok güçlü bir duygu hem de bir sorumluluktu. O zaman ülkemizde kültür ve zihniyet inşa etmek için daha ne kadar yol almamız gerektiğini anladım. Aynı zamanda başkalarını da benzer bir yolu izlemeye teşvik etmek için ne kadar çok şey yapmam gerektiğini anladım. Bugün, geriye baktığımda, minnet duyuyorum, ama hâlâ yapılacak çok şey olduğunun da farkındayım.


Sakatlık sonrası futbolculuk kariyerinizi sonlandırma kararınızda, geleceğe dair hangi endişeler ve umutlar etkili oldu? Bu dönemde yaşadığınız duygusal süreç nasıldı?

Sahayı terk etmek acı vericiydi ama iki diz ameliyatı geçirip bir daha asla aynı oyuncu olamayacağımı fark etmek kadar değil. Bu sakatlığı kendimi yeniden keşfetmek için bir fırsat olarak görmeyi seçtim. Oynarken psikoloji alanında lisans yaptım ve antrenörlük kariyerime ilk adımlarımı attım; bu, oyun kariyerimin sonunu daha az acılı bir hale getirmemi sağladı.


Roberto Baggio'yu idolünüz olarak belirtiyorsunuz. Onun oyun tarzı ve karakteri, sizin futbol anlayışınızı ve liderlik yaklaşımınızı nasıl etkiledi?

Biz iki farklı oyuncuyduk. Kişisel olarak onun teknik becerisine, sınıfına ve soğukkanlılığına sahip değildim. Roberto Baggio’ya sadece yeteneği için değil, insani derinliği için de hayranlık duydum. Bana futbolun hem sanat hem de etik olabileceğini öğretti. Gerçek liderlik aynı zamanda sessizce ve onurlu bir şekilde acı çekmekle ilgilidir.

KADIN FUTBOLUNUN GELECEĞİ


Kadın futbolunun İtalya'daki gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu alanda hâlâ karşılaşılan en büyük engeller nelerdir ve bu engelleri aşmak için neler yapılmalı?

Büyümeye devam ediyoruz, ancak hâlâ bazı sorunlarımız var: sınırlı medya kapsamı, tesislere kısıtlı erişim ve daha iyi ürün pazarlaması ihtiyacı. Doğru yoldayız, ancak Avrupa’nın ilk dört ligiyle aramızdaki farkı kapatmak için hâlâ zamana ihtiyacımız var. Somut planlar ve tutarlı fonlamayla fikirlere ve değerlere yatırım yapmaya devam etmeliyiz.


Kadın teknik direktörlerin erkek takımlarını yönetmesi konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu konuda hangi adımlar atılmalı ve siz bu tür bir görevi üstlenmeyi düşünür müsünüz?

Neden olmasın? Hazırlıklı, yetkin ve güvenilirsen, bir erkek takımına koçluk yapmaman için hiçbir neden yok. Bu isteksizlik sadece kültürel bir tabu. Eğer projenin net bir vizyonu ve ortak değerleri olsaydı, bu meydan okumayı kesinlikle kabul ederdim.


Juventus ve Inter Milan'daki çalışmalarınız, futbolculara ve sana yeni neler kattı, o zamanları biraz anlatır mısın?

Juventus ve Inter’de geçirdiğim zamanlar kişisel ve profesyonel gelişimimde temel basamaklar oldu. Juventus’ta ilk günden itibaren başarılı olan bir projenin inşa edilmesine ve sağlamlaştırılmasına yardım ettim. Inter’de ise gelecekteki başarıların temelini attım. Her deneyim bana bir şeyler öğretti ve ben bu dersleri yanımda taşıyorum - özellikle de her yolculuğun merkezinde yer alan insanlar, çalışanlar ve oyuncular.


Genç kızların futbola olan ilgisini artırmak için hangi yeni stratejiler uygulanmalı? Sizce, bu konuda kulüplerin ve federasyonların sorumlulukları nelerdir, ne kadarını yapabiliyorlar?

Strateji, herkesin ortak bir projede aktif rol oynadığı, sistemsel bir strateji olmalıdır. Etkili iletişim kurmamız, olumlu rol modelleri desteklememiz, erişilebilir tesisler yaratmamız ve okul ile sporu bütünleştirmemiz gerekiyor. Kulüpler yerel topluluklara açılmalı, federasyonlar da sadece elit programlara değil, tabandan gelen gelişime yatırım yapmalı.

KİŞİSEL GELİŞİM VE HAYAT FELSEFESİ


Futbol dışında doğa yürüyüşleri ve dağcılıkla ilgileniyorsunuz. Bu aktiviteler, liderlik ve takım yönetimi becerilerinizi nasıl etkiliyor?

Dağlar bana alçakgönüllülüğü, sabrı ve uyum sağlamayı öğretiyor. Bana, yolun zorluklarla dolu olduğunu ve zorluklarla başa çıkmayı öğrenmem gerektiğini gösteriyorlar.


Kariyeriniz boyunca karşılaştığınız zorluklarla başa çıkarken, sizi motive eden temel değerleriniz nelerdi? Bu değerler, kararlarınızı nasıl şekillendirdi?

Zirveye çaba, azim ve yavaş bir tempoyla ulaşılıyor, ama beklenmedik durumlara anında tepki vermeyi gerektiriyor. Bunlar bir takımı yönetirken uyguladığım prensiplerin aynısı. Kararlılık, saygı, vizyon. Ben her zaman sıkı çalışma kültürüne inandım. Zor anların fırsat olduğuna inanıyorum; doğru zihniyetle yaklaşıldığında, sizi gelişmeye ve kendinizin yeni yönlerini keşfetmeye iterler.


Kariyeriniz boyunca aldığınız en değerli öğüt neydi?

Aldığım en değerli öğüt ailemden geldi: Çok çalış, alçakgönüllü ol ve asla yetinme.


Sevgili Rita Guarino, sizin futbolculuk ve antrenörlük kariyeriniz boyunca İtalya kadın futbolunun nasıl evrildiğine ve yükselişine doğrudan tanıklık ettiğinizi biliyoruz. O yıllarda yaşanan mücadelelerin ve gelişmelerin bugün size nasıl bir vizyon kazandırdığını görmek, bizler için ilham verici.

Bugün benzer bir süreci Türkiye’de yaşıyoruz. Üstelik bu kez yalnızca bir kıpırdanma değil, çok hızlı büyüyen, potansiyeli yüksek ve heyecan verici bir kadın futbol pazarı söz konusu.

Türkiye Kadın Futbolcular Derneği, bu yükselişi desteklemek ve yönlendirmek adına gönüllülük esaslı güçlü bir mücadele yürütüyor. Böyle bir dönemde, sizin gibi deneyimi ve vizyonuyla kadın futboluna yol gösteren bir figürün desteğini almak bizim için büyük bir ayrıcalık olurdu. Siz bu sürece gönüllü olarak nasıl katkılar sunabileceğinizi hayal ediyorsunuz?

Bu benim için gerçekten büyük bir onur olurdu. İtalya ve Türkiye arasında kulüp ortaklıkları, antrenör ve oyuncular için mentorluk programları, kültürel ve profesyonel değişimlere çok inanıyorum. Kadın futbolunda İtalya ve Türkiye arasında bir köprü kurmak sadece teknik bir fırsat değil, insani bir fırsat. Deneyimim Türkiye’deki genç kızlara umut ve pratik araçlar sunabiliyorsa, elimden gelen her şekilde katkıda bulunmaya hazırım.

ankara web tasarım, ankara hosting, hosting, bayi paketleri, sanal sunucu